25 Nisan 2012 Çarşamba

süpriz

Karşısında hiç durmadan konuşup duran adama baktı. Kelimeler o saatten sonra bir şarkının ezgileri gibi gelmeye başladı. Yüzünü inceledi. Göz kenarlarını en çok da. Hiç çizgi yoktu elbette ama o çizgiler ekledi hayalinde. Sarı saçlarının arasına biraz aklar serpiştirdi. Sesi biraz daha boğuklaştı. Elleri hafiften titredi. Gözleri aynıydı. Bir onları değiştiremedi zihninde. Ama yine de istediği gibi bir ihtiyar yaratmıştı karşısında. Belki gerçekte yaşlandığını göremeyecekti onun. Hatta o gün o konuşmadan sonra onu bir daha hiç göremeyedebilirdi. Ama bunların önemi yoktu artık.O görmüştü onu, yaşlanmıştı karşısında bir dakika içinde. Kendine geldiğinde gözlerini donuklaştırmış kendisine baktığını hissetti. Birden afalladı. Bir şey mi sormuştu; önemli bir şey mi demişti; neyi kaçırmıştı? Ne diyeceğini bilemedi. Tepkisizce yüzüne bakarken, karşıdaki hızlıca toparlandı ve ''ben anlayacağımı anladım'' diyerek çekip gitti. Bir iki dakika tepkisizce bekledi. Yola baktı, karşıdan karşıya geçen ve kuyruğu kopmuş kediyi izledi.Sakince bir sigara yaktı. İki dakika sonra garson gelip ''pastayı getirelim mi?'' diye sordu. ''Gerek kalmadı'' dedi. Her zaman olduğu gibi süpriz ters köşeden gelip kendinden önce davranmıştı bile. Bir daha onu hiç görmedi. Ama en azından onun yaşlandığını görmüştü...
nil kızılırmak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.