Gerçekten de ‘’bir kara parçası sanıyor insan kendini düştü mü açık bir denize’’
Önem, cisme verdiğimiz değer oranında yükselip alçalmıyor mu? Bir zamanlar kafamızda büyütüp, dallandırıp budaklandırdıklarımıza ne oldu? Hiç… Zaten hep hiçtiler ki… Hiçliklerini şekillendirdik kendimizi kandırmak için ve sonra ölçülerini fazla kaçırdığımızda silmek zor oldu.
Yapmayadabilirdik !
Kendimizden başka çıkar yolumuz yok bu bir gerçek. Oysa yok saydığımız hep kendimiziz. Şimdi buna bencillik diyecekler; mamafih itiraz etmiyorum; çünkü hepimiz buyuz, benciliz. Her şey bir başkası için değil, yalnızca kendimiz için. Özünde kendimizi mutlu etme amacı güdüyoruz işte. E o zaman tüm bu sıkıntı, üzüntü, kasvet niye?
Bilmiyorum ama en son başarısız intihar sonucu gibi akıp gidiyorum… Önemsemeden… Kasmadan… Çünkü biliyorum ki şu an olmayadabilirdim; 10. Kattan yer çekimine kendine bırakmaya bakar her şey… Dolayısıyla bütün bu kasvet, boğucu ve yalancı mutsuzlukların da olmama diye bir ihtimali gerçeği var ama dimi? Evet, evet var!
Nil kızılırmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.