Ve bir cesetti sadece gördüğüm ekmek almak için geçtiğim sokakta yatan. Ekmek almam kadar doğal yatıyordu yerde. Ekmek almam kadar doğal vurulmuştu ve ekmek almam kadar doğal karşıladı çevredekiler. Öldürülen bir kadınsa ve eşi tarafından hunharca katledilmişse bu herhangi bir sabah herhangi bir mahalleden geçerken görmem gereken bir manzara gibiydi:
Hayriye Yakıcı: Eşinin kendisini bir kadınla aldatmasından ötürü boşanma davası açmış; bunu hazmedemeyen ve dava süresince sürekli tehdit yağmuruna tutan eşi tarafından yine haince bir planla Tarsus’ta yaşadığı evden iş yerine gitmek için çıktığı sokakta arkadan vurularak öldürüldü.
Cinayet ertesinde beraber sıkma yapıp, takı tasarlayıp satışa sunduğu arkadaşlarıyla küçük bir röportaj niteliğinde sohbet ettik. Genel anlamda şaşkın değillerdi. ‘’Biz demiştik kendisine’’ dediler. ‘’Yapma, vazgeç boşanma davasından, öldürür seni bu adam diyorduk’’ dediler. Her şey çok doğaldı yani burada da. Peki, Hayriye Hanım ne diyordu son zamanlarda dedik. ‘’Ölsem de vazgeçmem bu davadan, boşanırım, iki kuruşla geçinirim ama gururumla yaşarım diyordu’’ dediler. ‘’Siz ne düşünüyorsunuz genel anlamda’’ dedik. ‘’Böyle olacağı belliydi’’ dediler.
Anlam veremediğim ve sinirlerime hâkim olamadığım bir sindirilmişlik ve haddinden fazla doğallık vardı. Ve son zamanlarda Hayriye Yazıcı’lar o kadar çoğalmıştı ki farklı şehirlerde, farklı mahallelerde, farklı açılarla öldürülmüş; ama aynı ‘’ekmek almaya gitmek’’ doğallığıyla. Ve dehşetle bu cinayetlerde en çok da kadınların rolünün olduğunu fark ettim. Kendi katilleri olmuş kadınlar adeta!
Görünen o ki bir kadının karşı cinsi kadar gururlu yaşamak istemesi doğal değildi Tarsus’ta. Bir kadının aldatılmak istememesi doğal değildi İstanbul’da. Bir kadının zorla evlenmek istememesi doğal değildi Urfa’da. Bir kadının şiddet görmeyi reddetmesi doğal değildi Adana’da. Bir kadının çalışıp bir şeyler üretmek istemesi doğal değildi Erzurum’da. Bir kadının bütün bu isteklerinden dolayı katledilmesi doğal ve olması gerekendi. Üstelik bunun hemcinsleri tarafından kabullenilir oluşu daha hastalıklı bir durumdu. Elbette bunun altında yatan psikolojik neden ‘’benim de başıma gelmesin’’ korkusuydu. Fakat bu, bu anlayışın haklı görüleceği anlamını taşımaz. Bu, toplumda kadına şiddette derin problemlerin olduğunun göstergesidir. Bu problem gerçekten de çocukluğuna inilecek derecedendir. Hepimizin bildiği bir gerçek vardır ki o da hala kadın erkek eşitliğinin olmayışı, bu eşitliği sağlamak isteyenlerin de meseleyi epey yanlış anlayarak, yanlış düzenlemelerin yapılmasıdır. Feministler bile meselenin özünden uzaklaşıp kadın erkek eşitliği değil de kadının erkekten üstünlüğü propagandası ile soğutmuştur kendini.
Pembe ciddiyetsiz bir renktir toplum genelinde. Resmiyette dikkate alınmaz bir renktir. Daha çocukken yakıştırmışlardır pembeyi kız çocuklarına ve bilinçaltlarına bu ‘’hafife alınış’’ işlenmiştir. Oysa ‘’Pembe ciddi bir renktir’’ sevgili hemcinslerim. Sizlerin ciddiye aldığınız oranda ciddidir. Ve sizlerin kendinizi kabullendiğiniz kadar sizlerin kendinizi gerçekleştirdiğiniz oranda varsınız.
Kız çocuğunun liseyi bitirmesi yeterlidir zihniyeti işlenir daha çocukken zihinlere. Ola ki okuyup da ilerlerse de bunu kendini gerçekleştirmenin doruğu varsayıp olağanüstü bir iş yapmış havasıyla kendi dünyasına siner bu kez. Oysa olması gereken bir şeydir.
Geçerliliği yüzde 90 olan bir test vardı. Dünya üzerinde denenmiş ve birçok cinayet bu yöntem ile çözülmüş bu basit yöntem ile. Test şu:
Kadının birinin annesi ölür. Ablası ile annesine cenaze töreni düzenlerler. Cenazede bir adam görür. Adamı ilk kez burada görmüştür ve görür görmez âşık olmuştur. Bir daha da görmemiştir. Bir hafta sonra kadının ablası öldürülür. Sizce katil kim ve nedeni nedir? Türkiye’deki kadınların çoğu bu testi şöyle cevaplandırır: ‘’Katil adamdır. Kendisine aşık olan kadının ablasına aşık olmuştur ve aşkına karşılık vermediği için adam tarafından öldürülmüştür.’’ Ve bu cevap çok içler acısıdır sevgili okurlar ki asıl cevapla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Burada önemli olan toplumumuzda kadınların bilinçlerine yerleşmiş hatta ezberletilmiş be dayatma düşüncedir. Bu arada testin cevabı şudur: ‘’ Katil kadındır. Adamı ilk defa annesinin cenazesinde gördüğü için onu tekrar görebilmenin yolu olarak ablasını öldürür. Bu şekilde adam, ablasının da cenazesine gelecek ve onu tekrar görebilecektir.’’ Bu insanlardaki seri katil potansiyeli belirleme testidir. Diğer tüm cevapları verenler ‘’duygusal yaklaşım’’ kategorisine girenlerdir.
Son olarak demiyorum ama bir kez daha diyorum ki akşamları dolaşabilirsiniz sevgili hemcinslerim sokakta; sokakta bir erkeğin içtiği gibi sigara içebilirsiniz, tek başınıza uzun yolculuk yapabilir, istediğiniz işte çalışabilirsiniz, aldatıldığınızda boşanmak isteyebilir, evlenmek istemediğiniz adamı reddedebilir, size tacizde bulunanı dava edebilirsiniz. Yapabilirsiniz. Bilinçaltınızdaki ‘’suçlu’’ kadından kurtulun Hatta her şeyden önce kendinizden bir kurtulun. Geri kalan tüm rahatsızlıklar asıl kendileri kaçacaklar o zaman.
nil kızılırmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.