Burada hava hiç kararmıyor. Afişler uyuyor, arabalar
susuyor, hava kararmıyor…Siyaha yaklaşıyor yüzler, bedenler, sandalyeler; hava
seviniyor, kararmıyor.Sandallar göremiyor denizi çünkü tablodalar. Bardaklar
soruyorlar sahiplerini derken güneş batıyor; hava kararmıyor…Ayak izleri
siliniyor, sansarlar dolanıyor bedene, uyuşukluk damar geziniyor, hava
kararmıyor…Çocuk ağlıyor, kapanıyor perde, lambalar sönüyor, yorgan gülüyor,
hava kararmıyor…Enjeksiyonla alınıyor oksijen, dişler kül tablalarında
uyukluyor, adam durmadan soru soruyor, cevaplar kirpiklere takılıyor, gelmiyor…
Kirpik düşüyor, beden kalıyor, hava kararmıyor…Selalar pazara erteleniyor,
satıcı ferman veriyor, aydınlık küsüyor, kusuyor, hava kararmıyor…Ayak
titriyor, yüz yürüyor, koşuyor simalar, film bitiyor, hava kararmıyor…Ve saat
duruyor, akrep kalbe giriyor, bilinç susuyor…Parmak izleri kelimelerin ve ayak
sesleri kalbin kapıyı kapatıyor…Kalem bitiyor, el düşüyor, hava kararmıyor…
NİL
KZLRMK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.