Sadece ben olmak istemenin utanç verici anlamsızlığı içinde
şaşkınlaşırken,birileri birden çokları olmak istemenin gururuyla yükseliyorlar
dibe.Dipte fırtına çok olur diyor bir bilge ama durgunluğun azami baskınlığını
görmezden geliyor çaylaklar,çıraklar…Yılanlar,çıyanlar…
Titrek yalancılar zıpkınlaşıp atılıyorlar maskeler ve
maskeler kaçarken kullanılmışlıktan,bir üzünçe doğru daha yazılıyor
alınları.oysa zincirden daha yeni kurtuluyorken o esmer; yumuşak ağ tuzağın
dayanılmaz rahatlığına kanıyor ve düşüyor.
Maske düşüyor!
Bağırıyor!
Zemin kayıyor mekansızlığa ve gidiş gelişler,gölgeye bürünüp
kopuyor birbirinden.Anlamlar bastırıyor akşamı ve sandalyeler yalan söylüyor
oturanlar hakkında.Kahkahalar yanlış atılıyor koridorda.Bilinç bulanıyor ve
Kusuyor!
Kuskunçluk bırakır mı yorgun vücudu acaba birgün ve beden
kimyasını sorgulamaktan vazgecer mi diye düşlüyor o esmer…
Ve maske cevaplıyor yüzleri; yüzler düşüyor,maske kalıyor!!!
(nil kızılırmak)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.