6 Şubat 2012 Pazartesi

ötenazi sokağı 5



Elde avuçta yokluğun verdiği  mutluluk salyasıyla yaşamaya  çalışmanın ürküntüsü  içindeyim! 
Ve diş ağrıları,yürek çarpıntısı,köpek kokusu,tecavüz sahneleri,baygın şarkı titremesi,tıklayan saat döngüsü,kaldırımlar,insanlar,tozlu yaşanmayan saatler…Hepsi  dalgalanıp yağda kızartılmış plastik iticiliğiyle yükleniyor  riyakar gözbebeklerime ve  gözlerim bir kez  daha zorluyor yuvasını.Nereye kadarın bilinmez ve bilinmeye zaten üşenilmiş tepki sancılarını yutmanın huzur parcacıkları…
Ve lanetli sankiler…Büyük makinelerin  küçük insanları…Bunlar da yanılgı yansımalarının ok taneleri gibi zemine çarpıp  geçiyor.Mürekkepler  bitiyor,birileri  simit  yiyor ayın üstüne çıkmış.Küncüleri kafasına düşüyor yolda uzanan delinin ve deli dolmuşu işaret ediyor  bütün bilinçliliğiyle…Dolmuştakiler yok  olma yolunun  trafik  ışıklarını beklemek  zorunda olmanın  bilinçsizliği içindeler.
Konuşmuyor  insanlar  ciklet  çiğniyorlar sözcüklerle adeta .Ve en sonunda  patlatıp savuruyorlar  mermer  yüzlerini…Uçup  gidiyor  yaşanmamışlık  ve bekleniyor  bir beklenilmezlik yine!!! Hamamböcekleri  yüklerini  devirip  takla  atıyorlar  banyo  taşlarına ve olmak  istememenin güzel  zaafı  içinde  süpürülüyorlar  bir başka  değişime…Bir başka dönüşüme…
(nil Kızılırmak)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.